SOLD

İbrahim Çallı Click for Artist Information

Boats and Mosque at Seaside

This work has a certificate prepared by Mr. Bayram Karşit.

Oil on wood

21 x 27.5 cm

With the initials İ.Ç. (bottom left corner).

Your Maximum Bid: TL

Current Price: TL Losing Winning

Buyer's Premium: 8% V.A.T.: 25,272.00 TL Total Amount: 165,672.00 TL

İbrahim Çallı

İbrahim Çallı

İbrahim Çallı (1882 - 1960)

1882 yılında Çal’da doğdu. Dükkanların duvarlarında gördüğü Köroğlu- Ayvaz resimlerinden etkilenerek, resim sanatına merak sardı. Adliyede çalıştığı yıllarda, geceleri mum ışığında yaptığı resimler, Şeker Ahmet Paşa’nın dikkatini çekti. Sanayi- i Nefise müdürü Osman Hamdi Bey ile tanışarak okula kaydını sağladı. 1906’da başladığı Sanayi-i Nefise Mektebi’nden 1910 yılında birincilikle mezun oldu. Aynı yıl düzenlenen Avrupa sınavında başarılı olarak Paris’e gönderilerek Fernand P.Cormon Atölyesi’nde çalıştı. Paris dönüşü 1914 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne Salvatore Valeri’nin yardımcısı olarak atandı. Çallı, 1917’de Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın Şişli’de açtığı atölyede; Ali Sami Boyar, Mehmet Ruhi, Namık İsmail, Hikmet Onat ve Sami Yetik ile birlikte yaptıkları resimlerle, Türkiye’ye Fransız İzlenimcileri’nin yoğun etkilerini getirmişler ve Çallı kuşağı olarak adlandırılan 1914 Kuşağı Sanatçıları’nın öncüleri olarak yer almışlardır. Resimlerini peyzaj, natürmort, porter ve çıplak gibi dört ana tema çevresinde oluşturan Çallı, bu yönüyle resim sanatının geleneksel ilgi odaklarına bağlı görünür gerçekten de. Konunun, Çallı için ihmal edilir ya da önemsenmez bir şey olduğunu söylemek doğru olmaz. Ancak konu ile birlikte gelişen ve tablonun atmosferini bu bağlamda tipik kılan “icra” yeteneğinin fırça tekniğinin, kavrama ve yansıtma gücünün de Çallı’da belirleyici işlevler taşıdığı görülür. Konu, bütün bu özelliklerle kendini kabul ettirir. Bugün bile, Çallı denince akla manolya konulu bir dizi natürmortun gelmesi, Çallı’nın kendi kuşağından ve önceki kuşaktan birçok ressamın vazgeçemediği bu konuya kendi ifade gücünden bir şeyler kattığının göstergesidir. Özellikle peyzajlarında ya da kimi natürmortlarında, neredeyse bir eskiz (taslak) çabukluğunda yapılmış izlenimi veren çalak renk tuşları tablonun yüzeyini kapatır. Burada izlenimlerin sıcaklığı, kesin saptama yöntemlerinin önüne geçer. Nesnenin görünümü ile onu çevreleyen atmosfer arasındaki titreşimler (frisson), burada nesneyi belirleyici çizgileri aşar. Ayrıntıya değil, bütüne önem verilir. İlk izlenimin dogal etkisi ön plana geçer. Çallı’nın bu türdeki resimlerini, kısa sürede ve herhangi bir güçlükle karşılaşmaksızın, kendine özgü bir rahatlık içinde oluşturduğu izlenimi, aynı zamanda konuya hakim olduğunun da belgesidir. İstanbul yaşamının değişen yapısını, özellikle de Cumhuriyet döneminin getirdiği aydınlık yılların izlerini tuvallerine yansıtır. Boğaz sahilleri, Adalar manzaraları, Adalarda ağaçlar arasında dolaşan kadınlara dair izlenimlerini sergilerken, balo salonları kadınlarının dünyasındaki yeniliklerle de yaşama katılan anlamlı değişimleri belgeler. Çallı 1960’lara kadar uzanan yaşam çizgisi içinde sanat tutkusunu yüreğinde ısıtıp büyüten ve çevresine bu sıcak ışıkları saçan ayrıcalıklı bir ressam olarak resimler üretmiştir. 1960 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.