33. ONLINE Müzayede; Nadir Kitap Müzayedesi

OSMANLI BAHRİYESİ KOMUTANI İNGİLİZ HOBART PASHA’NIN ANILARI

Augustus Charles Hobart-Hampden ya da Hobart Paşa (1822 –1886) Osmanlı donanmasında komutanlık yapmış İngiliz asıllı deniz subayı. 1822 yılında Leicestershire’da doğmuştur. Buckinghamshire dükünün oğlu olan Hobart Paşa, İngiliz deniz kuvvetlerine katılıp, ABD İç Savaşı’nda Güneylilerle silah taşımıştır. Osmanlı Bankası direktörü olan Lord Vere Henry Hobart’ın yardımıyla Osmanlı devlet adamlarıyla tanışmış ve Keçecizâde Fuat Paşa’nın teklifiyle Osmanlı Bahriyesi’ne katılmış (1867), bahriye livası rütbesiyle donanma komutanlığına atanmıştır. Girit ayaklanmasını (1867-1869) bastırmakla görevlendirilip kendisine Paşa unvanı verilmiştir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda, Rus limanlarına ve Tuna ağzına abluka uygulayarak Rus donanmasını etkisiz kılan Hobart Paşa, Suhum’un boşaltılmasında binlerce müslümanın Batum, Sinop ve Trabzon’a taşınmalarını sağlamış ve müşirliğe yükseltilmiştir (1881). İstanbul’a gelirken 1886 yılında Milano’da öldüyse de, cenazesi İstanbul’a getirilerek Selimiye’deki İngiliz mezarlığına gömülmüştür. Müzayedede satışa sunulan kitabında Hobart Paşa, deniz ve karadaki tecrübelerinden Rio De Jenario’daki görevine, köle ticaretlerine, Kırım Savaşı ve Baltık cephesindeki görevine, Osmanlı donanmasına katılması ve üstlendiği görevlerine kadar pek çok anısını edebi bir üslupla kaleme almıştır.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

ÖNEMLİ VE TÜRKÇE DAHİL FARKLI DİLLERE ÇEVRİLMİŞ ESERİN NADİR ÇIKAN 1913 BOSTON BASKISI... Türklere gönül bağı kurmuş İngiliz gazateci ve yazar Wright’ın gözünden Türklerin cephesinde Trablusgarp ve Balkan Savaşları’nda yaşananlar... Sepping Wright’ın kendi çizim, sulu boya resim ve fotoğra arıyla...

Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı’ndan önce, birbirinden binlerce kilometre uzaklıkta ve farklı iklim şartlarına sahip iki bölgede peş peşe savaşmak zorunda kalmıştı: Trablusgarp ve Balkanlar. Harp muhabirliği ve ressamlığı ile tanınan yazar Henry Charles Seppings- Wright (1850-1937) 1911’de Trablusgarp’a Central News’un, 1912’de Balkanlar’a The Illustrated London News’un muhabiri olarak gider. Savaşın gerçeklerini ve yaşananları Türklerin cephesinden aktaran Seppings-Wright, önce Trablusgarp’la ve Trablusgarplılarla, sonra da Türklerle kurduğu gönül bağını yazılarında açıkça ifade etmekten kaçınmaz. Muharebe alanlarında ve cephe gerilerinde yaşayarak, ayrıntılı tasvirlerle örülü gözlemlerini kaleme alır. Tasvirleri yazıyla sınırlı değildir, fotoğraf çeker, kara kalem ve sulu boya resimler yapar, eskizler çizer. Farklı dillere çevrilmiş bu önemli eserde, Trablusgarp ve Balkan Savaşları’nda yaşananların teknik anlatımından çok daha fazlası bir İngiliz gazetecinin gözünden ve farklı bir bakış açısı ile anlatılmıştır.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

3 ayrı gezginin 19. yüzyılın ilk yarısında gerçekleştirdiği seyahatlerden oluşan eserin ikinci bölümü Yunanistan, Türkiye, Rusya ve Polonya’ya ayrılmıştır. Birinci bölüm Güney Amerika’da, üçüncü bölüm ise Japonya’da geçmektedir

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN TARİHİ VE ÖRF VE ADETLERİ HAKKINDA WILLIAM DUCKETT’IN ÜNLÜ KİTABI… THEOPHILE GAUTIER ÖNSÖZÜ VE 20 ÇELİK BASKI GRAVÜR İLE...

Önsözü, ünlü Fransız şairi Théophile Gautier tarafından yazılmış Alexander William Duckett’ın (1831-1863) bu ünlü kitabı, (1831- 1863) Osmanlı İmparatorluğu’nun popüler tarihi ile toplumsal gelenek ve göreneklerini yansıtan nadir ve aranan bir eserdir. Kitap, iki ana bölümden oluşmaktadır. 1. bölümde kuruluşundan Kırım Savaşı’na kadarki Osmanlı tarihi anlatılmaktadır. 2. bölümde ise Türklerin gelenek ve görenekleri son derece akıcı bir üslupla anlatılmaktadır. Bu bölümde, Osmanlı’nın coğrafî, ekonomik ve demografik yapısı ele alınmakta, yazarın İmparatorluğun siyasal, idarî ve dinî örgütlenmeleri, mahalleleri, köyleri hakkında dikkat çekici gözlemleri yer almaktadır. Kitabın büyük bölümü İmparatorlun başkenti İstanbul üzerine odaklanmıştır. İstanbul’u adeta bir tablo gibi tasvir eden kitap, R. Walsh’un “Constantinople and the Seven Churches of Asia Minor” adlı eserinin Almanca baskısından alınmış 20 çelik baskı gravür ile bezenmiştir.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

The Daily News muhabirlerinin makalelerinden derlenen gün be gün 1877-8 Rus-Türk Savaşı, sonuçları ve barış görüşmeleri...

1877 - 1878 Rus-Türk savaşını konu alan, The Daily News muhabirlerinden derlenen makaleleri içeren kitap savaşın çoğunlukla yapıldığı Balkanlar ve Kafkasya bölgelerinin savaş esnası ve sonrası durumunu detaylı bir şekilde anlatmaktadır. Anadolu’da Kars’ın kuşatılması ve düşüşü, Sofya’nın işgali, Ermenistan’daki çatışmalar ve 1878’deki barış görüşmeleri hakkında ayrıntılı bilgiler içermektedir.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

BİR BAŞYAPIT... İSTANBUL SEYAHATNAMELERİNİN EN ÜNLÜSÜ... BARTLETT’İN 87 GRAVÜRÜ İLE BEZENMİŞ... NEFİS DERİ CİLDİNDE...

Miss Julia Pardoe (1806-1862) tanınmış bir İngiliz yazardır. Yazmaya on dört yaşındayken şiirle başladı. Bunun ardından yazdığı romanlar da çok beğenildi. Anılarını ve gezi notlarını yayımladı. Geçirdiği bir hastalık sonucu, güney ülkelerine yolculuklar yapmak zorunda kaldı. İlk gezisini Portekiz’e yapan yazar, bu ülkeyle ilgili gözlemlerini “Traits and Traditions of Portugal” (Portekiz’in Destanları ve Gelenekleri) adlı kitabında topladı. Miss Pardoe, 1835 yılında İstanbul’a geldi. Gerçek amacı Yunanistan, Türkiye ve Mısır’ı görmekti. Ancak, İstanbul’a gelince şehrin büyüsüne kapılarak dokuz ay boyunca İstanbul’da kaldı. Sultan II.Mahmud’un başta olduğu bu dönemde İstanbul’un eşsiz doğa güzellikleriyle dolu Boğaziçi’ni, halkın eğlence yerlerini, anıtlarını ve çarşılarını dolaşmış, bayram ve Saray’ın düğün alaylarına katılmış, çeşitli sosyal konumdaki kişilerin konaklarında bulunmuştur. Ayrıca, Bursa ve Uludağ yöresine de gitmiştir. Bütün bu yaşadıklarını büyük bir tarafsızlıkla yazıya döken, doğaya ve şiire tutkun Pardoe, gördüklerini en ince ayrıntısıyla adeta resmeder gibi betimlemiştir. Özellikle Batı’da var olan Osmanlı ile ilgili yanlış ve olumsuz kanıları, haksız ön yargıları yıkmış oldu. Kitabın gravürlerini çizen William Bartlett (1809-1854) ünlü İngiliz gravür sanatçısıdır. John Britton’un yanında ustalaştı. Britanya adasını baştan başa dolaştı. 1840’ların ortalarından itibaren Balkanları ve Ortadoğu’yu gezdi. 1835 ile 1852 arasında Amerika Birleşik Devletleri’ne dört seyahat yaptın (1809– 1854). İlk resimleri 1831-1833 yıllarında Londra’da Kraliyet Akademisi’nde sergilendi. Kitaplara çizdiği desenlerle tanındı. Bu alandaki istekler dolayısıyla birçok ülkeyi gezdi. Bartlett, J. Pardoe’nin kitabını resimlemek için 1835’te İstanbul’a geldi. Hazırladığı 87 gravür İstanbul’un o yıllardaki görünümünü aksettirmesi bakımından bugün birer belge durumundadır. Bartlett’in büyük bir ustalıkla çizdiği resimler Miss Pardoe’nun mükemmel metni ile birleşince “The Beauties of the Bosphorus”, gravürlü İstanbul kitapları arasında müstesna bir yere sahip olmuştur.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

BİR İNGİLİZ SUBAYININ GÖZÜNDEN YAKIN DOĞU VE BALKANLAR’DA POLİTİK, EKONOMİK VE ASKERİ İLİŞKİLER...

Yazar Henry Charles Woods Anadolu’da ve Balkanlar’da sıkça seyahat etmiş, çeşitli görevlerde bulunmuş, aynı zamanda birçok gazeteye muhabirlik yapmış bir İngiliz subayıdır. Kitap Woods’un Anadolu, Balkanlar bilhassa Bulgaristan seyahatleri sırasında bu bölgelerdeki askeri, politik ve ekonomik gözlemlerini ve ilişkileri anlatmaktadır. Türkiye’nin 1908 sonrasındaki yeni rejiminden başlayarak Türk Ordusu’nun donanma yapısına Arnavutlar, Ermeniler, 1909 Adana - Ermeni ve Tarsus - Ermeni olaylarına değinmektedir. Bu olayların nedenlerini ve sonuçlarını inceleyen kitap, ayrıca Girit konusu, Yunanistan Devrimi, Bulgaristan’ın bağımsızlığı ve Sırbistan, Karadağ, Bosna Hersek bölgelerinin durumundan da bahsetmektedir. Kitapta döneme ait 65 resim yer almaktadır.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

Fransız gezgin Paul Jeancard’ın 20. Yüzyıl başlarında Batı Anadolu ve 12 Ada’dan oluşan seyahatnamesi...

Fransız asıllı kimya mühendisi ve gezgin Paul Jeancard’ın (1869-1948), 1914’ten önce, Doğu’ya yaptığı seyahatin günlüğü. Seyahat Nisan ayından Haziran ayı sonuna kadar Ege Denizi’nin güneydoğusunda ve İzmir’den Isparta’ya kadar uzanan Batı Anadolu kesiminde gerçekleşir. Eserin ana bölümleri İzmir, Isparta, Burdur, Hierapolis (Pamukkale yakınlarında bir antik kent) ve Ege’de 12 Ada’dan oluşmaktadır. Metne eşlik eden resimler Jeancard’ın çizmiş olduğu desenlere dayanır.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

ÇOK NADİR CEP KİTABI EBADINDA 1845 BASKISI... SÜPER KONDİSYONDA... II. Mahmud dönemi Sultanlar Şehri İstanbul’un sokakları, semtleri günlük yaşamı ve Türklerin örf ve adetleri…

Julia Pardoe (1806-1862) tanınmış bir İngiliz şair, roman yazarı, tarihçi ve gezgindir. Yazmaya 14 yaşındayken şiirle başlamıştır. Bunun ardından yazdığı romanlar da çok beğenilmiştir. Ülkesindeki tüberküloz salgınında geçirdiği hastalık sonucu , güney ülkelerine yolculuklar yapmak zorunda kalmıştır. İlk gezisini Portekiz’e yapan yazar, Portekiz seyahatini kaleme aldığı, 1835’te yayınlanan “Traits and Traditions of Portugal” (Portekiz’in Özellikleri ve Gelenekleri) adlı kitabıyla ün kazanmıştır. Miss Pardoe’nun “The City of Sultan and the Domestic Manners of the Turks” (Sultanın Şehri ve Türklerin Âdetleri) adlı kitabını yazması, 1835 yılının Aralık ayında, İngiliz Kraliyet Ordusu’nda binbaşı olarak görev yapan babası Thomas Pardoe’yla birlikte İstanbul’a gelmesi ve burada dokuz ay kalması sayesindedir. Bu kitap iki cilt olarak 1837’de Londra’da yayınlanmış, Avrupa’da oryantalizm akımının başladığı dönemde çok ilgi çektmiştir. 1838, 1845 ve 1854’te 3 cilt olarak tekrar basılmıştır. Eser, İstanbul’da, II. Mahmud dönemi İstanbul ve Bursa’sını, sokakları, semtleri ve günlük yaşamıyla anlatır. Yemekleri, âdetleri, eğlenceleri ve yaslarıyla neredeyse 2 asır önce yaşamış olan Türkler, Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler hakkında Miss Pardoe’nun kaleminden günümüze ulaşan binbir ayrıntı kitabı süslemektedir.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

Döneminin önemli tarihçilerinden Charles Barthélemy bu eserinde kuruluş yıllarından başlayarak Abdülmecid dönemine kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihini kronolojik olaylar örgüsü içinde anlatmıştır...

Charles Barthélemy, İngiltere ve Rusya gibi 19. yüzyıl tarihinde özel bir konumda bulunan ülkelerin tarihlerini yazan döneminin önemli tarihçilerinden biridir. Osmanlı İmparatorluğu gibi büyük bir devlete karşı ilgisiz kalamayan yazar, kuruluş yıllarından başlayarak Abdülmecid dönemine kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihini kronolojik olaylar örgüsü içinde anlatan bu kitabı kaleme alır. Eserin Batı dillerinde yazılmış Osmanlı Tarihi kitapları arasında seçkin bir yeri vardır. Türklerin ve Osmanlıların başlangıcı ile başlayan kitap 1855 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu tarihini ele almaktadır. Osmanlıların, Bizans’ın küçük bir komşusu olduğu günlerden büyük bir imparatorluğa dönüşümünü oldukça dikkatli bir biçimde inceleyen Barthelemy, kitabında oldukça dikkat çekici gravürlere yer vermiştir. İstanbul’a giren sakalsız Fatih ve Haliç’e karadan indirilen gemileri gösteren gravürler detaylarındaki güzellik ile dikkat çekmektedir.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

19. yüzyıl sonlarında Osmanlı’nın diplomasi ve siyaset hayatını yabancı bir diplomatın gözünden yansıtan ünlü eser.

19. yüzyıl sonunda Osmanlı’nın siyasal panoraması. 1885-1886 yılları arasında ABD’nin İstanbul orta elçisi olarak görev yapan Samuel S. Cox Ermeni sorunundaki rolü, misyonerlerle ilişkileri, kutsal yerleri ziyareti, Mısır ziyareti, II. Abdülhamid ile olan ilişkileriyle oldukça dikkat çekmiştir. Samuel S. Cox’un görev yaptığı 1880’li yıllarla birlikte ABD Osmanlı İmparatorluğu’nun içişlerine karışmaya başlamıştır. Amerika’nın değişen siyaset anlayışının yankılarının yer aldığı kitapta; İstanbul, Péra ve Boğaziçi’nde sosyal hayat, yeniçerilerin tarihi, son dört Osmanlı sultanının hayatı, Türkiye’deki dinsel halklar, Anadolu’da Amerikan misyonerliği ve eğitim kurumları, Boğaziçi kayıkları, İslâmi kurallar, harem hayatı ve teşkilatı, kölelik, çocukların eğitimi, mali yapı gibi pek çok konu çok detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Bu arada mizah da elden bırakılmamış, Nasreddin Hoca fıkralarına yer verilmiştir. Kitabın sonunda yazarın Türkiye’nin geleceğine ilişkin kehanetlerine yer verilmektedir.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

NADİR BİR ATATÜRK KİTABI İngiltere adına diplomatlık yapmış İkbal Ali Shah gözünden Gazi Mustafa Kemal ve onun Modern Türkiyesi...

Ali Shah (1894-1969) dünyanın çeşitli ülkelerinde İngiltere hesabına diplomat olarak görev yapmış Hint-Afgan yazar ve diplomattır. Sufizm anlayışıyla tanınan İkbal Ali Shah bu eserinde, teokratik monarşi ile yönetilen bir devletin küllerinden Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun tarihsel serüvenini Mustafa Kemal’in kaderi bağlamında ele almıştır. “Yeni Türkiye’nin Yaratıcısı Kemal” adlı bu kitapta Kurtuluş Savaşı ve 1933 yılına kadar olan gelişmeler anlatılmıştır. Yazar kitabı yazarken belgelerden yararlandığını, metne kendi yorumlarını dahil etmediğini belirtmiştir. “Asya’nın Değişen Çehresi” adlı ilk bölümünde yazarın İstanbul ile ilgili kişisel gözlemleri yer almaktadır. İstanbul’un kısa tarihçesine ait bilgilerin yazıldığı bu bölümde şehrin diğer Asya kentlerine nazaran daha Batılı bir görünüme sahip olduğunun vurgusu yapılmaktadır. Kentin önemli tarihi yapıları arasında yer alan Ayasofya, Sultanahmet, Süleymaniye Camileri ile birlikte Topkapı Sarayı’nın tarihçeleri ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Yazar, ayrıca Türk insanının giyim ve yaşam tarzında Atatürk sayesinde önemli bir değişimin meydana geldiğini kaleme almıştır. Ayrıca bu eser Mustafa Kemal’in hayatından farklı dönemlere ait kesitler sunması bakımından oldukça önemlidir. Az bulunan bir kitaptır.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

SON DERECE CANLI ÜSLUPLA YAZILMIŞ BİR ESER... 1901 yılında dönemin Amerikan Büyükelçisi ile İstanbul’a bir yolculuk yapmış ve Sultan II. Abdülhamid tarafından Yıldız Sarayı’nda ağırlanmış seyahat yazarı ve gazeteci Anna Bowman Dodd, Sultan II. Abdülhamid Dönemi’nde İstanbul, İstanbul’da yaşam ve saray hakkında hatıralarını yazmıştır.

Anna Bowman Dodd (1855—1929) seyahat yazarı ve gazetecidir. Dönemin Amerikan Büyükelçisi General Horace Porter ile İstanbul’a bir yolculuk yapmış ve 1901 yılında II. Abdülhamid tarafından Yıldız Sarayı’nda ağırlanmıştır. Dodd şehri ve halkı detayları ile incelemiş, Türkiye’de modernleşmenin getirdiği değişiklikleri içeren dokümanlarla yakından ilgilenmiştir. Aynı zamanda Türk kadınlarının haklarını, haremleri ve evlilikleri, ev yönetimini, eğitimi, köleliği, sultanın saltanatını ve Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde yaşanan milliyetçi hareketleri gözlemleyip kaleme almıştır. Bu kitap, yazarın İstanbul ve özel olarak Yıldız Sarayı ile ilgili hatıralarını içermektedir. Osmanlı Başkenti’nde geçirmiş olduğu günleri son derece canlı bir üslupla anlatmaktadır. Türkiye’de kadın hakları, kölelik ve köleler, harem yaşantısı, Tophane, saltanat kayıkları, dervişler, Ayasofya, Pera, Galata, Üsküdar, Bursa, İslam dini, Türk reformları gibi konuları ele alan yazarın ilginç gözlemleri arasında Sultan ll. Abdülhamid’in sarayda diplomatları kabul töreni, Yıldız Sarayı tiyatrosunda yapılan özel gösteri, Galata Mevlevihanesi’ndeki sema töreni yer almaktadır.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

PIERRE LOTI’NİN YAZDIĞI İÇİN AVRUPA’DA AŞAĞILANDIĞI KİTAP... TÜRKÇE TERCÜMESİNİN OKULLARDA OKUTULMASI GEREKEN BİR ESER... Türk dostu Loti’nin Trablusgarp ve Balkanlar’da Türklerin uğradığı mezalimi ve Batı’nın insan haklarına kayıtsız kaldığını anlattığı kitabı...

Pierre Loti (1850-1923), İstanbul’da bir caddeye isminin verilmesine yol açacak kadar Türkler tarafından benimsenen bir kültür adamıdır. ‘’Türk dostu Batılılar kimdir?’’ denilince geçmişten günümüze ilk akla gelen isimlerden biri olan Loti, Doğu topraklarına büyük bir sadakatle bağlıdır. Masmavi çinileri ve kubbeleriyle camilere, sandallarla kapanan denize hayran olduğu kadar; saygılı, vicdanlı, dürüst ve hırstan uzak hayatlarıyla dikkatini çeken Türk halkını da hemşerilere özgü bir samimiyetle sevmiştir. Osmanlı’nın son dönemine de, Milli Mücadele’ye de tanıklık eden Loti, yazdığı romanlarla Doğu’nun eski medeniyetlerini ve Türkleri yüceltmiştir. Batı’nın önyargılarıyla toz duman altında kalmış olan Türklere ve Doğu medeniyetine ilişkin gerçekleri anlatmış, hatırlatmıştır. 1913 yılında basılan bu kitabında, özellikle Balkan Harbi sırasında Türk halkına yaşatılan acıyla birlikte, insan haklarından ve ilerlemeden dem vuran ülkelerin bu acıya kayıtsızlığının örneği niteliğinde yazışmalara yer vermiştir. Eser, Balkan ve Trablusgarp savaşlarında Türklerin ve Müslümanların uğradığı zulüm ve katliamlara tanıklığın belgesi gibidir. “Turquie Agonisante”, okuyanların kendi geçmişine olduğu kadar, bir Türk dostunun duygularına da yakınlaşacağı bir eserdir. Türklere uygulanan zulmü, baskıyı sansürsüz bir şekilde yazan Loti baskının hasebi olarak gördüğü Batı’yı sert bir dille eleştirmiş, bu nedenle Türklerin sempatisini kazanırken, başta Fransa olmak üzere Avrupa’nın aşağılamalarına, hakaretlerine maruz kalmıştır.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

Raymond Escholier’nin seyahatname türünde, yer yer Pierre Loti’nin “Aziyade” isimli romanı ile paralellikler kurarak gözlemlerini renkli ve akıcı edebi üslupla kaleme aldığı İstanbul kitabı... HİÇBİR YERDE YAYINLANMAMIŞ DÖNEMİN ÜNLÜ ATÖLYELERİ SÜREYYA, HAYS A CHARENTON, AGENCE LITTAIRE INTERNATONALE, YUSUF RAZİ GİBİ DÖNEMİN EN ÜNLÜ ATÖLYELERİNDEN 100’E YAKIN FOTOĞRAF, ESERE EN AZ METİNLERİ KADAR DEĞER KATMIŞTIR...

Zevkle okunacak bir tür modern zaman seyahatnamesi... Dünya’nın büyük kentleri üzerine hazırlanan “Les Grandes Escales” dizisinin İstanbul’u tanıtan kitabı, Raymond Escholier (1882-1971), tarafından seyahatname türünde kaleme alınmıştır. Raymond Escholier, İstanbul’daki gözlemlerini, Pierre Loti’nin Aziyade adlı romanı ile paralellikler kurarak ve tarihi olaylara atıfta bulunarak yazmıştır. Eser, günlük hayat üzerine saptamaların yer aldığı İstanbul ve Pierre Loti’nin büyüsü, Bizans eserleri, Ayasofya, Kariye Camii, türbe ve tekkeler, vakı ar gibi bölümlerden oluşmaktadır. Kitabın bir başka çok değerli özelliği, Süreyya, Hays à Charenton, Agence Littéraire Internationale ve Yusuf Râzi adlı atölyelerin eserleri olan sepya olarak basılmış ve hiçbir yerde yayınlanmamış 100’e yakın fotoğraf ile zenginleştirilmiş olmasıdır. Ayıca kitap Nicolas Markovitch’e ait 4 sulu boya resim içermektedir.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

ABİDİN DİNO’NUN ÇİZİMLERİ EŞLİĞİNDE FRANSIZCA TÜRK MASALLARI

Abidin Dino’nun 38 deseni eşliğinde Keloğlan’dan Nasreddin Hoca’ya 22 Türk masalı... Fransızca ve Fransa’da basılmış.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

ERMENİ DİASPORASI’NIN SOYKIRIM İDDİALARINA YÖNELİK KAYNAK LİSTESİNDEKİ BİR KİTAP... Milli Mücalede ve Ermeni ayaklanması sırasında, İngiliz istihbarat subayı Rawlinson’un Doğu Anadolu’da yaşanan olaylar hakkında hatıratı...

1. Dünya Savaşı sonlarına doğru Orta Doğu’da göreve atanan İngiliz istihbarat subayı yazar Alfred Rawlinson (1867-1934), Kafkasya ve Bakü’de son derece tehlikeli vazifeleri yerine getirmiş, mütarekeden sonra İstanbul’a gelmiştir. Daha sonra Erzurum’a geçen Rawlinson, Kazım Karabekir ile görüşmüş, Ermeni olaylarına ve Milli Mücadele’nin hazırlanışına tanık olmuştur. Faaliyetlerinden ötürü, Erzurum’da 20 ay hapis yatan Rawlinson, Malta’daki Türk esirleri ile değiş tokuş yapılarak özgürlüğünü elde etmiştir. Satışa sunulan kitap, Türklerin aleyhine çalışan bir İngiliz istihbarat subayının mütareke döneminde Doğu Anadolu’daki olayları birinci elden anlatan nadir bir hatırattır.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

1915’te Çanakkale Muharebesi’nin sürdüğü sıralarda Amerikan diplomatı ve özel ajanı Einstein’ın günü gününe tutulmuş, dönemin önemli olaylarını detaylı şekilde anlatan 6 aylık günlüğü...

Lewis David Einstein (1877-1967), Amerikalı bir diplomat ve yazardı. İlk olarak 1906 - 1909 yılları arasında Abdülhamid saltanatı ve Meşrutiyet döneminde, önce Sekreter olarak, daha sonra Amerikan Büyükelçiliği’nde Maslahatgüzar olarak İstanbul’a gönderilen Einstein, 1915’in başlarında Dış İşleri Bakanı tarafından Özel Ajan olarak göreve atandı. Çanakkale Muharebelerinin sürdüğü bu yıllarda, 1915 yılının Nisan ve Eylül aylarında yazdığı günlük, günü gününe tutulmuş notlardan oluşmaktadır. Einstein, diplomatik konumu itibariyle dönemin yerli ve yabancı devlet adamlarını, birçok tarihi simayı yakından tanımış ve bugün tarihe mal olmuş birçok önemli olayı detaylı bir şekilde günlüğünde kaleme almıştır.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

19. YÜZYIL SONLARINDA BALKANLAR HAKKINDA ÖNEMLİ BİR KAYNAK KİTABI... ŞIK CİLDİNDE...

Anton E. Lux eserinde 19. yüzyılın sonuna gelirken Balkan Yarımadası’ndaki halklar, diller, dinler, kültürler, ticaret, şehirler, ve Balkanlar’da yaşayan halkların ve Osmanlı’nın tarihini ve bölgedeki fiziki ve etnografik dengeleri 90 adet tam sayfa ve metin içi illüstrasyon eşliğinde anlatmıştır.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

Hukuk eğitimini tamamlayan Scoppa, 1927 yılında Ankara’da ve 1930 yılında İzmir’de İtalyan konsolosluklarında görev yapmıştır. Eserinde İstanbul’un geçmişteki ve 1930’lu yıllardaki durumundan bahseden yazar, Ankara ve Bursa’ya dair izlenimlerine de değinmektedir. Kitabın sonlarında ise, yazıldığı dönemde moda olan “Doğu’daki her güzel şey İtalyanlar tarafından yaratılmıştır” nosyonu üzerinde duruluyor.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

YENİ CUMHURİYET’İN ANKARA VE İSTANBUL’U HAKKINDA EN KAPSAMLI KİTAPLARDAN BİRİ... En önemli Alman asıllı İstanbul araştırmacılarından biri olan Karl Klinghardt’ın bu önemli eseri, Ankara ve İstanbul hakkında yapılan en kapsamlı çalışmalardan biridir. 124 fotoğraf eşliğinde...

Yıkılan Osmanlı ve yeşeren Cumhuriyet... Ünlü Alman mimarlık tarihçisi Karl Klinghardt 1911-1925 yılları arasında Türkiye’de bulunmuş, mimarlık ve arkeoloji konularında incelemeler yapmıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarına tanıklık eden bu kitaptaki fotoğra ar belge niteliğindedir. Kitapta ayrıca İstanbul, Ankara ve İzmir’in katlanan kent planları bulunmaktadır. Milletlerin gelişmelerini anlamak için onlara kendi şartları içinden bakmak gerektiğini bilen Karl Klinghardt, 1920’li yılların hemen başında Ankara ve İstanbul hükümetleri arasındaki çekişmeyi dikkatle incelemiştir. O dönem olan bitenlere sadece İstanbul’dan bakanların yanlış değerlendirmelerde bulunduğunu belirten Klinghardt, Ankara özelinde Anadolu’nun hem yaşam hem de dünyaya bakışlarının İstanbul’a kıyasla ciddi farklılıklar içinde olduğunu ısrarla vurguluyor. Yeni Türkiye’nin ve Türk insanının politik sezgileri, nüfus sorunu, reform hareketleri ve yeni ruh, kapitülasyonlar ve imtiyazlar, kırsalda ekonomik hayat gibi başlıklar altında yeni cumhuriyeti inceleyen Klinghardt’ın esas dikkati çeken Ankara ve taşrada çekilmiş oldukça etkileyici fotoğra ardır. Cumhuriyet’in ilk yılında yapılan çeşitli etkinliklere ait fotogra arın bulunduğu kitapta özellikle Adana’da kırsal hayata dair fotoğra ar ilginçtir. Kitapta Rum ve Ermeni nüfusunun büyük bir kısmını kaybeden ve büyük bir yangın geçiren İzmir’in yeniden yapılanma serüveni de detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

İrlandalı asker yazar Henry Pottinger’in ilk baskısı 1879’da yapılan romanının 1880 yılı ikinci baskısı.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

BİR BAŞYAPIT... ÇOK ÇOK NADİR... AYRI TARİHLERDE YAZILMIŞ 3 CİLT... 210 YILLIK KİTAP İÇİN MÜKEMMEL KONDİSYONDA... ÇOK SAYIDA GRAVÜR, HARİTA, ÇİZİM VE PLAN... Arkeolojiye tutkun, İngiliz mineroloji uzmanı ve seyyah Sir Edward Daniel Clarke’ın 1799’da başlayıp 1804’te biten, Rusya, Tataristan, İstanbul, Anadolu, Kıbrıs, Kutsal Topraklar, Mısır, Ege Adaları ve Yunanistan’ı, bu topraklardaki medeniyetleri ve antik harabeleri içeren seyahatnamesi.

Babası yazar, dedesi ise arkeolog olan Edward Daniel Clarke (1769-1822), Cambridge Üniversitesi’nde doktorasını yapmış bir mineraloji uzmanıdır. Otuz yaşındayken soylu J.M. Cripps’e refakat ederek 1799 yılından itibaren hemen hemen tüm Avrupa’yı gezer. İskandinavya’yı gezdikten sonra Moskova’ya kadar varır, oradan Osmanlı İmparatorluğunda İstanbul, Truva yöresi, Kıbrıs, Kutsal Yerler (Kudüs), Mısır, Ege Adaları, Yunanistan’ın ana kara kısmını ve Balkanları ziyaret eder. 1804’te Londra’ya döner ve daha sonra Cambridge Üniversitesi’ne mineroloji profesörü olarak atanır. Yorulmadan çalışan ve güçlü bir gözlemci olan Clarke, keskin ve uzağı gören bakışıyla çağının birçok önemli olayında hazır bulunup bunları ayrıca vakayinamesinde de aktarır. Her cildin sonunda ciltte anlatılan yolculuğun rotasının haritası yer almaktadır. Ayrı tarihlerde yayınlanmış ciltlerin ilkinde, Petersburg’da başlayan, Moskova’ya geçen, oradan Tatristan Kırım’ına kadar uzanan ve Anadolu’ya varan yolcuk işlenir. İkinci ciltte yolculuk; İstanbul’dan başlar, Truva’ya, oradan Kıbrıs ve Kutsal Topraklara uzanır ve Mısır’a varır. Clarke, Çanakkale’den Truva’ya gelip buradaki arkeolojik araştırmalarını ayrıntılı biçimde sergiler. Yoluna gemiyle devam edip Tenedos (Bozcaada), Lezbos (Midilli), Hios (Sakız), Kos (İstanköy) ve Knidos’u tarif ede ede Rodos’a gelir, devamında Likya’nın Makri (Fethiye) kentine kadar ulaşır. Fethiye’den Kıbrıs’a, oradan da Kutsal Topraklara ulaşır ve Kutsal Yerleri baştan başa gezer. Üçüncü cillte Mısır’da eski Mısır medeniyetini inceleyen yolculuk sonrası, Ege Adaları ve Anadolu sahillerine, oradan da Yunanistan ve Atina’ya varılır. İskenderiye’den ayrıldıktan sonra yolculuk ettikleri gemi; Marmaris, İstanköy sonra Patmos’tan adasında demir atar. Patmos’tan Naksos, Paros, Siros, Sunion ve Vari’yi geçerek, Atina ve Akropolis’e varır. Clarke kitabında Avrupalıların antik çağ anıtları üzerinde üstlendikleri “çalışmaları” son derece olumsuz bir biçimde yorumlayıp, ayrıca bu “çalışmalar”ın onarılmaz zararlara sebep olan özensizliklerine de dikkati çeker. Clarke Mısır ve Filistin’de İngiltere adına çok sayıda heykel, el yazması, eski paralar ve lahitler toplamıştır. 1801’deki Mısır seferi sırasında, İngiliz-Osmanlı kuvvetleri ile birlikte olan aynı zamanda bilim adamı olan yazar W. R. Hamilton ile birlikte ve hiçbir resmi sıfatı olmaksızın Mısır harabelerine ait tarihi eserlerin Fransızların eline geçmesini önlemek için 6 ay bölgede kalmıştır.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

NADİR ... 166 YILLIK BİR KİTAP... 18. YY. SONU VE 19. YY. BAŞI OSMANLI TOPRAKLARINDA YAŞAMIŞ KABALİST MOSES EDREHİ’NİN 2 KİTABI BİR ARADA... OĞLU ISAAC EDREHİ TARAFINDAN 1855’TE BOSTON’DA BASTIRILMIŞ... İLK KİTAP, 3 CİLT; TÜRKLERİN YEREL GELENEK VE ADETLERİ İKİNCİ KİTAP; İSRAİLOĞULLARININ TARİHİ OLAN SAMBATİYON NEHRİNİN ÖTESİNDE YERLEŞMİŞ ON KABİLENİN TARİHİ ...

Eser Faslı Kabalist Moses Edrehi’nin 2 kitabının bir arada ciltlendiği baskıdr. 3 cilt yazılmış olan ilk kitap Osmanlı Coğrafyası’ndaki gelenekleri, yerel tarz ve tavırları konu almaktadır. Oğlu Isaac Edrehi tarafından Boston’da bastırılan kitabın önsözünde şu yazıldır; “Kitabın amacı, yazarın (Moses Edrehi) Türkiye’deki ikametgahı sırasında mevcut gelenekleri ve yerellikleri tanımlamaktır. Edrehi Türk İmparatorluğu’ndan umudunu kesmemiştir, ancak yolsuzluk, kötü niyet ve şiddetin önlenebilmesi için kademeli olarak reformların dson hızıyla devam etmesi görüşündedir. Nil’den Boğaz’a, Suriye kıyılarından Basra Körfezi’ne, Bağdat ve Kudüs’ten Musul ve Erzurum’a, ya da Tunus’tan Trablus’a uzanan topraklarda herhangi bir nokta yoktur ki, bu reformlar hissedilmesin.” Sambatiyon Nehri’nin ötesinde yerleşmiş on kabilenin tarihini konu alan kitap ise aslında dünyanın çeşitli yerlerinde yerleşmiş İsrailoğulları’nın tarihi ile ilgilidir.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.

ROŞ AŞANA DUALARI...

İbranice ve karşı sayfaları Fransızca tercümeli... 1864’te Fransa’da basılmış.

Tüm ürünler haliyle satışa sunulmaktadır ve 2 hafta incelemeye açık teşhir edilmektedir.