Süper Ego
Tuval Üzeri Yağlıboya
70x100
imzalı
Peyiniz: TL
Güncel Fiyat: TL Lot Sizde Değil Lot Sizde
Peyler
3Paylaş
KAAN KÜLEY (1978 - )
1978 yılında Bursa’da doğdu. 2005 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Rahmi Aksungur Atölyesi’nden mezun oldu. Kaan Kuley’in heykelle süregiden çok katmanlı ilişkisi, iki temel aşamada değerlendirilebilir. Sanatçının ilk dönem çalışmaları figüratif ağırlıklı çalışmalar olup, tüm modelaj ve kalıp izlerinin özellikle heykelin üzerinde bırakılmasından dolayı kolaylıkla diğer işlerinden ayırt edilebilir. Son dönem çalışmalarının büyük bölümü ise figüratif geleneğin bu kez ‘kusursuz figür’ içinde gizlendiği yeni bir katmana işaret eder.
''Kelimelerle kendimi, hissettiklerimi anlatabilmem çok zor. Beni çizmeye yönelten, teşvik eden bu bendeki eksiklik. "Anlatmak" denilen şey benim için bir dizgi değil, anlık bir görüntüdür. Bir yazıya, metne vakıf olabilmeniz için onu sırayla okumanız gerekir. Soldan sağa, sağdan sola, yukarıdan aşağıya gibi, coğrafyasına göre değişir. Bu dizgiye uymak, riayet etmek zorundasınız. Fakat bir görüntünün karşısında serbestinizdir. Istediğiniz noktadan başlar, istediğiniz yerde bitirirsiniz.
Giriş- gelişme- sonuç sıralamasını icra etmenin güçlüğü, beni küçük yaşlarımdan itibaren çizmeye, anlatmak yerine göstermeye yöneltti. Akademik eğitim için tercih ettiğim heykel, artık bir fetişe, sanatsal bir bilince ve avantaja dönüşmeye başlayan bu ilk yoksunluğun "dokunmak" noktasında merak ve arzu sebebidir. O yüzdendir ki eğitimin başlangıcındaki çamur, hala tutkuyla bağlı olduğum, kendimi en iyi ifade ettiğimi düşündüğüm ana malzememdir. Heykeltraşlık benim için yontmaktan ziyade yapmak ve bozmak, sanat da neticeden ziyade deneme yanılmadır.
Son çalışmalarımda başlangıç noktası olan çizime de yer veriyorum. Sürekli üç boyutlu çalıştığım için tutukluk yaptığını düşündüğüm karakalem çalışmalarımı canlandırmak adına kendi heykellerimin desenlerini çizmekle başladığım deyim yerindeyse idmanlar, beni farkında olmadan kendini kopya etmek tecrübesine, özellikle beceremediğimi düşündüğüm anlarda kendi yaptığımı yapamamak şaşkınlığına, ikiye yarılma, içimde bir başkasının var olduğu hissiyatına düşürdü. Son dönem ortaya koyduğum desen, resim ve heykel kompozisyonlarımın çıkış noktası budur.''