Burhan Uygur Sanatçı Bilgisi İçin Tıklayınız

Burhan Uygur

BURHAN UYGUR  (1940 - 1992) 

1940 yılında Giresun’da doğdu. İlköğrenimini Trabzon’da tamamdı. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin resim bölümüne girdi. 1968’de henüz öğrenci iken Beyoğlu Sanat Galerisi’nde ilk sergisini açtı. 1969’da Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinden mezun odu. Salzburg Yaz Akademisi’nde Corneille ile çalışmalar yaptı. 1970’te Çağdaş Ressamlar Cemiyeti’nin düzenledigi yarışmada birinci seçilerek “Yılın Genç Ressamı” unvanını aldı ve kuşağının önde gelen sanatçılarından biri oldu. Resim yapmak için bir an olsun yanından ayırmadığı “Defter”ini Erol Simavi’ye satarak, parasıyla Üsküdar’da ailece oturduğu evi satın aldı. 1978’de Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü’nü, 1982’de ise Asya-Avrupa Bienali ikincilik ödülünü aldı. Türk resminin 1960-70 arası figüratif eğilimleri içinde yer alan Uygur, soyut ve figüratif ögeleri bir arada kullanarak düşsel ve şiirsel bir dünya yarattı. Çizgiye pek az yer verdiği resimlerinde lekelerle ifade ettiği cenin benzeri figürler boşlukta uçarcasına durur. Yaşam-ölüm-ölümsüzlük çevrimi içinde sürekliliği işleyen sanatçı, kimi resimlerinde günlük yaşamdan renkli tipleri ve sahneleri zengin iç dünyasıyla birleştirdi. Burhan Uygur konu seçiminde serbest olmuştur. İç dünyasına giren, onu etkileyen her şey resmine girdiğini söyler: “Hiç ayrım yapmam. Bir masanın üzerinde bir bardak, yanında bir çiçek bile içinde insan figürü olan bir resim kadar beni cezbeder, alıp başka taraflara uçurur. Hepsinde aynı tatlı acıyı çekerim, aynı tatlı zevki tadarım. Yeter ki seveyim. Günlük yaşamdaki her şeyi resimlerime konu olarak alırım.” Çok sevdiği İstanbul’un sokaklarından, yazları Ege kıyılarından ve insanlarından beslenir. O çevrelerdeki insanları tasvir eder. İçeriksel kurgusuyla bütünleşen ve lekeci bir anlayış ile kendine has figürleri içeren resimleri, çağdaş sanatımızda özgün altyapı arayışları açısından özellikle genç kuşağı etkileyen bir model oluşturmuştur. Burhan Uygur’un resimleri ağırlıklı olarak Türkiye’de müzelerde ve önemli özel koleksiyonlarda bulunmaktadır. 1989 yılında beyin kanaması geçirdikten sonra kendine gelir gelmez işaretlerle boya ve kağıt ister. Bu onun için resmin ne denli önemli ve hayatının vazgeçilmezi olduğunu gösterir. Ne yazık ki 1992 yılının Nisan ayında direksiyon başında beyin kanaması geçirip hayata veda eder.