Abidin Dino Sanatçı Bilgisi İçin Tıklayınız

"Antibes" Serisi

FRANSIZ EKOLÜ TÜRK ÇAĞDAŞ SANATI’NIN BİR DİĞER ÖNEMLİ TEMSİLCİSİ ABİDİN DİNO’NUN “ÜÇ ŞEHİR” (ANTİBES-PARİS-İSTANBUL) SERİSİ’NDEN BİR ŞAHESERİ...

Abidin, tek bir resim anlayışına inananlardan değildi. Aynı dönemde, yeryüzünün dört bir yanında, hem Batı’da, hem Doğu’da, hem Kuzey’de, hem Güney’de geçerli olabilecek bir resim, daha doğrusu sanat anlayışı söz konusu değilldi abidin için. Paris’teki sanatçı başka, İstanbul’daki bambaşka bir yol izleyebilirdi. 1962’de Melih Cevdet Anday’la bir tartışmasındaşöyle yazzmıştı: “Paris’te bir türlü, Çemikezek’te başka türlü resim olur mu? Bence olur. Ressam, bir çevrenin renklerinden, biçimlerinden tutun da, içinde yaşadığı toplumun, belirli belirsiz çeşitli etkilerine kadar hayatla sarmaş dolaş. Konya’da ve Cannes’da aynı tepkileri göstermesi zorca. Onu da geçin, Melih’ten korkmasam, Samatya’da başka, Kavaklar’da başka çeşit resim yapılabileceğini bile söylerdim.” Abidin, bu görüşünü, kurumsal olarak değil, (kuramlardan oldum olası kaçmıştır.) yaratıcı eylemiyle örneklendirip temellendiriyordu. Resimyapmak, sözcüğün en genişanlamında bir eylemdi onun için. Hem yaratıc, varlığını, düşüncelerini, inançlarını, sezgilerini, sevgilerini dışa vurmak istiyordu. Durum bu olduğunda, yaşamı boyunca tek bir yolda ilerlemek bir sanat anlayışı seçmişti. Bu yolların tümü aynı yolda gidiyor ve resimlerin dili ne kadar değişirse değişsin, tümü tek bir amaca yöneliyordu. Bu üç kentin resimlerinde birbirinden çok farklı bir resim dili var Abidin’in. 1954-61 yıllarında gerçekleştirdiği Antibes resimleri, soyutun sınırında, çok az renkle yetinen, doku ağırlığı olan resimler. Uzun bir aradan sonra özyurdunda açacağı ilk sergi için 1966-67 yıllarında gerçekleştirdiği İstanbul resimleri ise guaj ve suluboya. Paris’te gerçekleştirilen bu resimler yaklaşık yirmi yıllık bir özlemin resimleri. Abidin, bu çok renkli, çok hareketli resimleri sanki gözlerini kapayıp İstanbul düşü gördükten sonra kağıda dökmüş, 1980’lerdeki akrilik resimlerinde ise içinde yaşadığı kenti insanlardan, sokaklardan, tüm ayrıntılardan soyutlayarak, hatta ışığından bile, bir gece panoraması olrak resmetmiş. Doğu ve Batı, denebilir ki, bu üç kentin resimlerinde buluşuyor. Ferit Edgü, “Abidin Dino - Üç Şehir”, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayınları, 1996. Sayfa 2,3 5,6.

Tuval üzeri yağlı boya

65 x 80 cm

imzalı

Provenans: Özel Koleksiyon, Noyon, Fransa

Tahmini Fiyat Aralığı: 180.000-325.000 TL

Peyiniz: TL

Güncel Fiyat: TL Lot Sizde Değil Lot Sizde

Komisyon: 10% K.D.V.: 88.000,00 TL Toplam Maliyet: 528.000,00 TL

Abidin Dino

Abidin Dino

ABİDİN DİNO (1913 - 1993)

1913 yılında İstanbul’da doğdu. Doğduğu yıl ailesi Cenevre’ye, ardından da Fransa’ya yerleştiğinden çocukluğu Avrupa’da geçti. 1925’te ailesiyle birlikte İstanbul’a döndü. Robert Koleji’nde öğrenim görmeye başladı. Önce babasının ve ardından annesinin ölümünden sonra sanata olan ilgisinin ağır basması nedeniyle öğrenimini yarıda bıraktı ve ağabeyi şair Arif Dino’nun desteğiyle resim, karikatür ve yazı alanında kendini geliştirmeye başladı. İlk çalışmaları birçok dergi ve kitapta yayımlandı. 1933’te “D Grubu”nu kurdu. Paris ve Leningrad’ta, sinema ile ilgilendi; yardımcı yönetmenlik ve yönetmenlik yaptı.

1937 ve 1939 yılları arasında Paris’e gitti. Bu yıllarda T. Tazara, Picasso, Cocteau, Malraux, G. Stein, Eisenstein, Babel, Mayerhold gibi, sanatın değişik dallarında sivrilmiş isimlerle dostluğunu geliştirdi. 1940’lı yıllarda İstanbul’a geri dönerek “Liman Ressamları” (Yeniler) Grubu’nda yer aldı. 1950’lerde Roma’da Guttuso, Moravia, Savinio, Paris’te Soupault, Aragorn, Lurçat, Prevert ile tanıştı. 1952 yılında Paris’e yerleşti, Fransa, Cezayir ve Amerika’da sergiler açtı. Dino’nun teknik ve estetik açıdan geniş bir yelpaze üzerine yayılan ve farklı dönemlerine ait çalışmalarını içeren resimlerinde, geçmiş ve gelecek, bugün, yaşanan çevre, dünya gerçekliği gibi, bir sanatçıyı ilgilendirmesi gereken yaklaşımların tümünü, ortak bir sanatçı mizacının derin kadrajları üzerinde izlemek mümkündür.

Abidin Dino için sanat, geçmişten geleceğe uzanan ve sanatçının ilgi ve duyarlık alanını kapsayan her türlü nesne ve oluşum, deneyim ve bilgi birikiminin tümüdür. Bu sebeple, sürekli bir arayış ve yenilenme, Dino’nun her dönemi için geçerli olabilmiştir. Resimleri, düşünsel ve görsel temeller üzerine oturur. Dönemsel çalışmaları birbirine bağlayan şey de, bu düşünselliğin ve görselliğinin sürekliliği ve kendi içindeki organik ilişkisidir. 1993 yılında Paris’te vefat etmiştir.